AHMET ERENLİ

1947 de Ankarada Bahçelievlerde doğdum ve orada ilkokula gittim. 1958 de ortaya başlarken ilk önce Alman Lisesine gidecektim ama yatılı olmadığndan kuzenim Hayrinin gittiği Robert Academy e müracaat ettik. O sırada Orta okul kaldırılmaya başlanmıştı ve sadece Prep 2 ye imtihanla alıyorlardı.  İmtihanı nasılsa kazandıktan sonra  Toca Türemen le beraber kolej hayatına başladık. Hatırımda ilk yatakhane gecesi kaldı. Reşatın alt katında kalıyordum ve birdenbire bir seneden beri orada olan arkadaşlar başıma üşüştüler ve beni seks üstüne soruşturdular, tabii hiç bir şey bilmiyordum. İki hafta sıkı (Kamasutra vb.) derslerinden sonra tekrar gece imtihan oldum ve geçtim. Anderson Hall da bütün yatakhaneleri tanıdıktan sonra en son Theodorus Hall da birlikte son bir şahane sene gecirdik. Gene ilk olarak Lise 1’e geldiğimizde okulun en küçükleri olmadığımızı anlamak hatırımda kalmış.

Lise bitmeden Bull babama benim muhakkak USA da tahsil etmemi tavsiye etti ama babam Alman Lisesinden ve Berlin Makina Yüksek Mühendisliğinden mezun olduğundan, bana sırf Almanya’da tahsil masraflarını karşılayabileceğini bildirdi. İlk önce ODTÜ giris imtihanlarina girdim ve kaç bin kişi içinden Fizik bölümüne 2. olarak kabul edildim. Sonra Frau Scheer’den öğrendiğimiz bir kaç şarkıyla (Aykut ve Cemal Utku iyi ses verirlerdi) ve bir kac cümleyle 1965 son baharında Almanya’ya taşındım. Babamin eskiden tanıdığı Alman Lisesinin bir direktörünün yanında 3 ay “Crash Course” yaptıktan sonra (fizikten vaz gemiş ve Elektrik mühendisi olmaya karar vermiştim) üç ay Augsburg MAN2da ve üç ay Nürnberg Siemens’de staj yaptim (o zamanlar mecburi idi). Berlin, Karlsruhe ve Darmstadt’tan gelen pozitif cevaplardan sonra Siemensdeki müdürümün tavsiyesi ile 1966 da Darmstadt’a ufak bir bavulla geldim ve 45 sene kaldım.

1973 de Elektrik Yüksek Mühendisi olarak mezun oldum. Tahsil sırasında Darmstadt Teknik universitesinin bütün yabancı talebelerinin içinde olduğu cemiyetin başkanlığını ve ona bağli olan 400 kişilik diskonun (o zamanlar Darmstadt’ta tek Disko idi, anlayın benim kralligimi) idaresini yaptım. Tahsilimi üç fakülte için program yazmak ile finanse ettim.

Doktoraya başladım ama 8 sene süreceğini öğrendikten sonra iş aramaya başladım. O sıralarda Control Data diye dünyanin en hızlı Computerlerini yapan firma eleman arıyordu. Ben ilk görüşmeye gittiğimde diplomamı, profesörlerden referansları vb. yanıma almıştım. Bana sorulan ikinci soru, kaç program lisanı bildiğimdi. Ben sekiz deyince lütfen kontratı burada imzalayın dediler ve benim tahsil bilgilerim maalesef bir daha kullanılmadı. 1975 senesinde hanımım Ulrike ile evlendik ve hala evliyiz.

Control Data da 5 sene kaldım Alman Meteoroloji ve Stuttgart Üniversitelerinde o zamanın en hızlı Computerlerini Proje müdürü olarak kurdum. Amerika’da 6 ay çalıştım ve her tarafa iş seyahatlerine giriştim. 1977 de oğlumuz Kai doğunca karım, sen bu çocuğu ne zaman göreceksin deyince daha sakin bir iş aradım ve Siemensin IT kısmına girdim. Orada epeyi büyük IT projelerinin başındaydım. Bir gün beni Frankfurtun en büyük müdürü ofisine çağırdı ve senin ingilizcenle  ve karakterinle başka bir işe girmeni istiyorum dedi. Boynumuzu eğdikten onra Lufthansa ve Frankfurt hava alanında olan her şirketin Sales ve Marketing mesuliyetini üstüme aldım.

LH vazifesi ile hemen hemen dünyanın her köşesine uçtum. İşimi herhalde iyi yapmiş olmam gerekli, o yüzden bu defa Lufthansa, bize gel yönetici kadro görevlisi ol dedi.

Bes sene LH da Passenger, Flight ve Cargo Services için yeni IT projelerinin başındaydım. Sonra IT yi ayırıp Lufthansa Systems diye yeni bir firma kurulunca ben gene Sales and Marketing VP oldum. Orada iki sene çalışdıktan sonra inanmıyacaksınız, 1997 de Siemens sen geri gel bizde Direktör ol dediler. On sene Siemens in dünya üzerinde bütün hava alanları, yolları, seyahat ve transportation işlerinin başındaydım. 2007 de 60 yaşıma bastığımda Siemens „ we can´t do without you, but we will start moving“  dediler ve ben ön emekliliğe başladım ve  2010 da tam emekliliğe geçtim.

İşsizlikten canım sıkılacağını önceden tahmin ettiğimden golf oynamağa başlamıştım ve bugüne kadar sık oynuyorum. Ben emekli olduğumda karım ilkokul öğretmeni olarak beş sene daha çalıştı. Ben de evde yalnızdım. Bir gün oğlumun mezun oldugu Lisenin müdürü ile karşılaştım (o zamanlarda PTA nın başındaydım).  O bana sen mühendissin ve ingilizce biliyorsun dedi. Ben de “Hı”  deyince, sen yarından sonra lise için yardımcı öğretmensin dedi ve ben beş sene 2 lisede Matematik ve ingilizce dersleri verdim. Bilin ki, bu yaptığım işlerden en zoru idi.

 

Oğlum Liseden sonra Avusturya’da Graz’da hukuk tahsil etti ve doktorasını yaptı sonra Viyanaya gelip Üniversitede “fikri hukuk” dersi vermeye basladi, simdi profesör ve “Film, televizyon ve medya” bölümünün başında.

4,5 sene önce kız torunumuz Jana dünyaya geldiğinde hanımımla konuştum ve biz Darmstadt’ta kalırsak torunumuzu tanıyamıyacağız dedim. Oglumun karısı hukukçu ve işte olduğundan bize ihtiyaç duyacaklarını tahmin  ettik ve 3 sene önce apar topar Viyanaya taşındık. 6 ay önce torunumuz Jonas da doğunca kararımızın ne kadar doğru olduğunu öğrendik.

Geçen sene başarılı geçen kalp kapağı ameliyatından sonra şimdilerde torunlarımızla ve golf la iyi vakit geçiriyoruz.


Öğrenciler