Nisan 2018 İzmir
Evsahipleri:
![]() |
Üstün Sanver |
![]() |
Ahmet Tarhan |
![]() |
Mehmet Türkel |
Davetliler:
Fotoğraf ve videolar
Bülent Paksoy'un 2017 Aralık'ında 65'li ve 66'lı arkadaşlarını Adana'ya davet etmesi, İzmir'den üç arkadaşımıza ilham verdi ve Üstün Sanver, (45 yıldır İzmir'de yaşamakta olmasına rağmen Samsun'lu aslına sadık kalan) Ahmet Tarhan ve Mehmet Türkel, arkadaşlarını iki günlüğüne İzmir'e çağırdılar.
İlk gün (23 Nisan salı):
Sabah saat 9 civarı Adnan Menderes Havaalanı'nda biraraya geldik. Mehmet Türkel'in organize ettiği otobüse bindik. Ahmet'in mihmandarlığında, Mehmet'in hikayelerini dinleyerek yol aldık. Yeme içme dışında bir şey istemeyen bazı arkadaşlarımızın söylenmelerine rağmen Ahmet otobüsü önce otomobil ağırlıklı Key Müzesi'ne yönlendirdi.
Etkileyici müze gezisinden sonra şarap tatmak üzere LA Mahzen'e (Lucien Arkas) yöneldik. Orada şarap tadıp içtikten sonra otobüse doluştuk. Mehmet'in şarkılarını dinleye dinleye Çeşme Tekke Koyu'ndaki Pasifik Restaurant'a vardık. Nefis oğlak ziyafetinden sonra, geceyi geçirmek üzere Alaçatı'ya geldik. Bir bölümümüz Üstün'ün kızkardeşinin işlettiği Harmoni'ye, geri kalanımız ise, rahmetli arkadaşımız Ergin İskit'in çocukluğundan itibaren sevgilisi Ülkü ile oğulları Berke'nin işlettiği Sakin Ev'e yerleşti. Yorgun olanlar erken yatarken, kimileri de Alaçatı gecelerini araştırmaya çıktı.
İkinci gün (24 Nisan çarşamba):
Güzel bir kahvaltıdan sonra, gezinin son durağı olan, Çeşme Dalyan'daki Dalyan Restaurant'a gidildi. Balık ziyafeti sonrası İzmir dışından gelenler havaalanına bırakıldı ve bu güzel gezi sona ermiş oldu.
Gezi Notları
Sevgili arkadaşlar,
24-25 Nisan tarihlerinde '65-'66 grubumuzdan 27 kişi ile İzmir'e tarihi bir gezi yaptık. Yurdun her köşesinden ve Avrupa-Atlantik eyaletlerimizden ve çeşitli meslek gruplarından geniş katılımla oluşturduğumuz Heyet-i Temsiliyemiz görevini bihakkın yerine getirdi.
Adana gezimiz gibi anılarımızda her zaman en değerli ve sıcak bir köşeyi işgal edecek bu gezide bizlere Ahmet Tarhan, Mehmet Türkel ve Üstün Sanver ev sahipliği yaptılar. Havaalanında karşılayıp iki gün boyunca ağırlayarak uğurladılar. Sevgili kardeşimiz Ergin İskit'in değerli eşi Ülkü ile oğlu Berke'nin Alaçatı'daki Sakin Ev'inde duygusal anlar yaşadık.
Gezimiz sürprizlerle doluydu. İlk gün Ahmet'in bizi götürdüğü olağanüstü ilginç antika otomobil müzesinde çocukluk heveslerimiz canlandı (kendimi torunuma daha yakın hissettim). Daha sonra yine Ahmet'in refakatindeki şarap tadımı etkinliğimizde daha ileri yaşlarımızın hakkını verdik. Yine Ahmet'in ev sahipliğindeki oğlak ziyafetinde ise eşsiz bir gurme tacrübesi yaşadık. Ziyafetler ertesi gün Üstün'ün nefis bir Çeşme koyundaki balık yemeği ile devam etti. 24 Nisan gecesi Alaçatı barlarındaki performansımız ise tam bize yakışır bir başarıyla noktalandı (yani ben Erhan'a viski içirttim). Ulaşım işlerini üstlenen ve aksaksız yürüten KMK'yı hayatında en ciddi işi yaparken izledik. Ahmet-Mehmet ikilisinin sürekli stand-up veya sit-down talk show'ları, bazen biraz müstehcen tınılar taşısa da, en mazbut arkadaşlarımızı dahi sürekli havada tuttu. Olayın heyecanıyla yol boyunca otobüsün ön camına yapışık performansını sürdüren Ahmet'in camdan dışarı fırlamadan programlarını tamamlayabilmesi turumuzun en şanslı tarafıydı.
Bu gezimizin hakkını verecek uzun hikayesini umarım vak'a nüvisimiz sevgili Nabi yazacaktır. Erhan'dan da zaten fotolar gelmeye başladı. Ben sadece kendi adıma bizi misafir eden sevgili arkadaşlarımıza tekrar ve kısaca teşekkür etmek istedim. Sağolsunlar, varolsunlar...
Bu gezilerimizin tekrarı dileğiyle (ama Küba'ya değil, Sayın Büyükelçimizden viza alamadık!).....
Bilge
Sevgili Bilge,
Yazdıkların için çok teşekkür ederiz, hepsi tarihin sayfalarına geçecektir.
Simdi gelelim asıl konulara.
Baktım Erhan çıkıştaki kahveye gelmiş, oturmuş ve kahvaltısını ediyor. Deve geviş getirir gibi ağzıyla bir şeyler yapıyor. Hayrola Erhan yediklerinde bir problem mi var diye sordum, İzmirde böyle şeyler olmaz çünkü. Bana "Mehmetçim, dişlerimi otelde unuttum demez mi Allahtan oğlak servisi yapılmadan BMW Ahmet, Erhana dişleri yetiştirdi. Ahmet ile daha evvel görüşmüştüm. Dişler oğlağa yetişmeseydi, oğlağı da püre haline getirecektik. Mesela Erhan taşaklarını otelde unutsaydı o zaman dert olmazdı. Zaten göremezdik, Erhan da bize söylemeyebilirdi, gizli kalabilirdi. Dişte bu uygulama yapılamıyor.
Ertesi gün saat 11 de midibüse binip Üstün'ün yemeğine gideceğiz. Harmoni Otel'de kalanlar midibüsten indiğimiz yerden tekrar midibüse binecekler, sonra midibüs bize gelip bizi alacak. Harmoni'de 9 kişi kalıyor. Saat 11'de Nabiye telefon ettim, hazır mısınız dedim, midibüs gelip sizi alacak dedim. Nabiden cevap: Biz burda sekiz kişiyiz 1 kişi yok. Haydaaaa. Kim ulan bu eksik arkadaş. Bir baktım karşımda Murat Sağmanlı duruyor. Hayrola Muratçım: Sizi görmeye gelmiştim. Bavulun nerde?" "Otelde. Onu nasıl alıp da midibüse bineceğiz. Gerisini anlatmayalım.
Dönüşe geçmek üzereyiz. Otelden telefon geldi. Ergin'in oğlu Berke: Ahmet amca Sertan amca şarjını otelde odasında unutmuş, ne yapalım? Ne yapacan Berkecim, sakla sende dursun. Sertan başladı viyaklamaya İlla şarjımı isterim de isterim. Yahu Sertan alt tarafı bir şarj cihazı, yenisini alırsın Onu bana bir bayan hediye etti manevi değeri çok yüksek. Sonra kulağıma kimin aldığını söyledi ama size söyleyemem.
Size benden bir arkadaş tavsiyesi: Otelde odada tek başınıza yatmak istiyorsanız benim gibi mazeret üretmeniz gerekmekte. Ahmet'e Geceleri ben çok osururum ve horlarım, beni ayrı odaya koy dedim. Bal gibi oldu.
Hepinizi öperim,
KMT