MUSTAFA ÖNGAY

1965 yazında en önemli iş yüksek öğrenime hangi okulda devam edeceğimiz sorunu idi, amaç elektrik mühendisi olmak da, nerede;  malum RC var, bir de İTÜ ve ODTÜ var hesapta. O zamanlarda bu okulların sınavlarına ayrı ayrı giriliyor, girdik, hepsi  de oldu, ama hangisine gideceğim ? Sor soruştur ama sonunda alıştığım ortamda kalmaya karar verdim ve bu da hayatımın geri kalanının akışının kararı oldu her halde. Birçok arkadaşımız da aynı kararı verdiğinden sanki biz eskisi gibi okula devam ediyorduk, bu da bayağı iyi idi, okulumuzun malum güzel havasında.

Liseden en önemli farkımız sınıflarımızda sadece erkekler yok idi, kız arkadaşlar da vardı. Bu şekilde 1969 da mühendis olarak hayata atılmak üzere yola çıkarken artık yanımda sınıf ve hayat arkadaşım Filiz de vardı. O dönemin, kim bilir belki hala öyledir, ortak amacı Amerika’da ihtisas yapmak arzumuz da gerçek oldu ve 1969 yaz ortası  soluğu Clemson Üniversitesinde aldık burslu Master öğrencileri olarak.

1976 Mayısına kadar süren Amerika serüveninde önce M.S. sonra doktora çalışmalarına başladık. Bu arada 1970 sonunda büyük kızımız Reyhan, 1974 yazında da küçük kızımız Nergis dünyaya geldi. Filiz annelik ve evin her türlü çekip çevirilmesi ve benim çalışmalarımı tamamlayabilmem için doktorayı bırakıp çalışma hayatına girdi. Ben 1975 de doktorayı tamamladım, ne yapmalı filan derken o sene ilk defa 4 aylık kısa dönem askerlik çıktı ve Tansu Barker hemen gidip o işini halledip bana da “seneye yine olacakmış aman kaçırma bu fırsatı” tavsiyesinde bulundu. Biz de 1 yıl daha, bu sefer ben de hocalık yaparak Amerika’da kaldıktan sonra “Reyhan’ın da okul çağı geldi, kısa dönem askerlik de var” diyerek memlekete geri döndük..

Ankara’ya, “geçici olarak kayınpederlerde misafir oluruz, ben de askerde olacağım” diyerek, Frankfurt aktarmalı indik. Reyhan’ın Frankfurt havaalanına indikten sonra bir lafı hala kulaklarımızda “ no more carpets, mommy ! “.

1976 yazı bir taraftan askerliği tamamlama, bir taraftan da nerede nasıl çalışılır telaşesi ile geçti. Ben İzmir Gaziemir’de kısa dönemle uğraşırken Filiz boş beklemektense TEK Genel Md.’lükte işe başladı. Yeni çevre, yeni arkadaşlar, üniversitede hocalık mı, başka bir iş mi filan derken, o dönemde ülkenin yüksek gerilim enterkonnekte sisteminin şebeke planlamaları yapılıyor, TEK’de ihtisaslaşmış yeni elemanlar arıyor, alıyor, konu da tam benim konular haydaa biz de TEK’çi olduk, böylece Ankara’ya yerleştik.

Ankaralı’lığımız bir yılı biraz aşkın bir süre sonra sonlandı. Bir taraftan heyecanla başlayan işlerin devlet bürokrasisi içinde gittikçe yavaşlaması, devlet memurluğunun yeknesaklığı, Boğaziçi ve Amerikadan sonra Ankara’nın bozkırı bizi pek açmaz oldu. Tabii bu arada memur maaşları da malum, o zamanlar, ay sonu zor geliyor. TEK’deki ilişkiler vasıtası ile edinilen arkadaşlıklarla bir de baktık soluğu İstanbul’da aldık. O dönemin önemli, hala öyle sayılır, güç trafoları imal eden ESAŞ firmasına Filiz’le beraber transfer olduk, trafocu olduk.

Benim trafoculuğum da pek uzun sürmedi. Yaklaşık bir yıl sonra şimdi yaptığım işleri yapmak üzere Pak Holding bünyesindeki Pesaş firmasına imalat sorumlusu olarak tekrar yer değiştirdim. Filiz’in trafoculuğu BEST’te Genel Müdür olacak şekilde yolun son durağına kadar devam etti. İyi de oldu.

Pesaş’ta 10 yıl çalıştım, on yılın sonunda Holding Pesaş’ın faaliyetlerine son vermeyi, bazılarımızı holdingin diğer firmalarına aktarmayı diğer çalışanları da işten çıkarmayı planlamaya başladı. Firmanın imalat konularının günün şartlarındaki gelişimi bunu icabettirdi besbelli.

Ben ve çalışanların bir kısmının aklında firmayı devralmak ve kendi şirketimiz olarak devam ettirmek  fikri ağırlık kazanmaya başladı. Holding’de bize yardımcı oldu ve tazminatlarımız karşılığı şirketi devraldık. 1.Mayıs.1989 günü şalteri kaldırıp üretime PROTAŞ A.Ş. olarak başladık. Akıllılık mı ettik ? aptallık mı ? onu hala bilemiyorum, bu ülkenin krizlerden hiç kurtulmayan ekonomik yapısında ve de arkasında sermaye gücü olmayan bizim gibi yalınayak müteşebbisler olarak.

4. Levent Oto Sanayi de başladığımız üretim faaliyeti  15 yıl devam etti. Bu arada Filiz Balıkesir BEST’e  genel müdür olunca Ayvalıktaki yazlığa gelip giderken tanıdığımız Balıkesir’e ucundan yerleşmiş olduk, “week-end commuter” ları olarak. O dönemde kuruluşu başlayan Organize Sanayi bölgesinde bir yer edinme fırsatımız oldu. Bu arada Filiz 7 yıllık Balıkesirlilik’ten sonra kısa bir süre emeklilik yaşayıp Protaş’a katılarak benim en büyük yardımcım oldu. Ülkemizin hiç bitmeyen krizlerinin fırsat verdiği bir boşlukta – 2005 yılında - kredi  filan bulup buluşturup şirketimize bir fabrika inşa ederek imalat faaliyetlerimizi Balıkesir’e taşıdık ve tam Balıkesirli olduk.

Ve de o günden beri buralarda her  küçük sanayicinin uğraştığı gibi çarkı çevirmeye çalışarak işlerimizi yürütmeye çabalıyoruz.

Bu arada iki kızımızdan ikişer torun sahibi olarak dört dörtlük dede-nene olduk.  Hepsine, hepinizinkilerle beraber  sağlık ve mutluluklar olsun.

Böylece Konya Gazi İlkokulunda 1953 yılında başlayan mücadelem önce Tarsus Amerikan Kolejinde sonra sizlerle RA ve RC’de devam ederek bugünlere geldi. Sizlerle yolumun kesişmesinden 53 yıl sonra mezuniyetimizin 50. Yılında tekrar bir araya gelebilmenin mutluluğu ile hepimize sağlık ve mutluluklar, ve nice buluşmalar derim.


Okul sonrası
Öğrenciler