NABİ EREN

1965 yaz başında RA diplomamızı aldığımızda Orta Doğu Teknik Üniversitesinde (ODTÜ’de) Makine Mühendisliği okumaya çoktan karar vermiştik; Ergin İskit, Ahmet Tarhan ve ben. Aslında üç kişi karar vermiştik, ama okullar açıldığında gördük ki Makine'de altı kişiydik, ve diğer bölümlerle birlikte nerdeyse 15 kişiyi buluyorduk.

Bizler okurken ODTÜ, şimdiki kampüsünde yeni yeni gelişiyor, ağaçlandırılıyor, barakalardan yeni yapılan binalara geçiyordu. Başladığımızda 11 okul binası, ve iki de yurt binası  vardı. 1970 yılına gelindiğinde yurt binaları sekize, okul binaları da 30’a, öğrenci sayısı ise 2000’den 5000’e ulaşmış, nerdeyse öğrenciler tarafından ağaçlandırılmamış bir alan kalmamıştı. O zamanki Rektörümüz, Kemal Kurdaş  bu gelişimin babasıydı. Işıklar içinde yatsın.

ODTÜ’den 1970 yılında Mühendis, 1975 yılında ise Yüksek Mühendis diplomalarımı aldım.
ODTÜ yıllarımız hareketli geçti, özellikle 1968 gençlik olayları ve 1971 darbesi bizleri de etkiledi, ceremesini de çektik,pişman değilim. Ayrıca Ankara’ya da uyum sağlamıştık; aslında İstanbul’dan sonra Ankara hem derli toplu, hem de kolay bir şehirdi.

1971 yılı başında Eskişehir Entil Döküm fabrikasında proje mühendisi olarak işe başladım. Metrik ölçü birimleriyle mühendislik yapma sıkıntısı ve öğrenimi ile burada karşılaştım. İTÜ ve Yıldız Teknik mezunlarının, bu pratik bilgilerle donatılmış olduklarını gördüm.

1973 sonbaharında Balıkesir’de askerliğe başladım ama sağlık nedenleriyle erken terhis oldum.

1974 başında Manisa TEK Tarım fabrikasında mamul planlama mühendisi olarak işe başladım. Burada, işyerinde,  eşim Nazende Dikilitaş ile tanışıp evlendim, büyük kızım Zeynep Manisada 1975 de doğdu. İlk yurtdışı seyahatime Zeynebimin doğumundan sekiz saat önce çıkıp, Hannover Fuarına gitmek zorunda kaldım, ve bir kızım olduğunu Hannover postahanesine gönderilmiş olan bir telgrafdan öğrendim.

1976 başında İzmit Belediyesi Yeni Yerleşmeler projesine geçtim. Görevimiz 10,000 konutluk iki yerleşim bölgesi için Prefabrike Konut elemanları fabrikası ve montaj şantiyelerini kurmaktı. Uygun mimari projelerini oluştururken, 1977 yılında ki yerel seçimlerde, belediye CHP’den AP’ye geçti. Konut alanları için istimlak kararı alınan arazi sahiplerinin marifetleriyle, konut projeleri rafa kalktı. Ben de yalnızca beton elemanları fabrikasını kurup ayrıldım.

Bu sırada LASSA lastik fabrikası inşaatı başlamıştı. Lassa’dan Konveyör imalatı işi aldım, ve etrafta ki yamyamlara rağmen, bu ilk serbest işimi cüzi bir karla kapatabildim. Serbest çalışma hayatım, 1977 başından 1984 başına kadar, 8 yıl sürdü. Türkiyenin “70 sente muhtaç “ olduğu, piyasanın en sıkıntılı dönemlerine rastlayan, sıfırdan başlayıp, ciddi fedakarlıklarla sürdürdüğüm serbest çalışma hayatım, ailemden de ciddi fedakarlıklar bekliyordu. Bunu görüp, Lassa’ya Proje Şefi olarak girdim ve işyerimi kapattım.

İkinci Kızım ASLI 1978’de, küçük kızım ELİF ise 1983’de doğdular.

LASSA’da 1984 başından, 2001 başına kadar 17 yıl, çeşitli kademelerde çalıştım. Bunun 12 yılı, 1988 sonunda LASSA, Bridgestone ile ortak olup,  BRİSA  adını aldıktan sonra üst yönetim pozisyonlarında, Japon yönetim anlayışını yansıtan Toplam Kalite Yönetimini (KAIZEN’i), Japon iş arkadaşlarımızdan öğrenip, uygulamakla geçti. Bunun meyvesini de 1993 Kalite ödülü ile 1996 Avrupa Büyük Kalite ödüllerini alarak gördük.

Hollanda’lı bir firma adına 2003 yılı yaz sonundan itibaren Tataristanda, 2004 yılı yaz sonundan itibaren de İran’ da, anahtar teslim birer Otomobil tekerlek lastiği fabrikası kuruluşunda önce proje müdürü, sonra da şantiye müdürü olarak bulundum. 2006 yılı yaz sonunda görevimi tamamlayıp yurda döndüm ve uygun buldukça, Lastik fabrikalarına part-time danışmanlık yaptım.

Artık, Nazende ile birlikte,  yazları 7 ay Yeni Foça’da ki evimizde, kışları ise 5 ay İstanbulda kızlarımız ve 2012 Kasım sonunda doğan kız torunumuz Eren için bulunuyoruz.

Emeklilikte hobim, Yeni-Foça’da ahşap ev mobilyaları ve ahşap oyuncak yapımıdır. İstanbulda ise RA’65.

20 Mart 1945 günü Merzifon’da başlayan hayat mücadelem sürmekte. Beni 1988’de ölünceye kadar  destekleyen ilkokul mezunu babam Tornacı Kadir Usta,  ümmi annem Melek hanım, ablam Reşide, eşim Nazende sayesinde bu hayatı yaşadım ve bugünlere ulaştım.

1952 de Merzifon İstiklal ilkokulu, 1957 Erkek Sanat Enstitüsü, 1958 Talas Amerikan Orta Okulu ile başlayıp süren tahsil hayatım, 1962 de Robert Academy’ye uzandı ve sizlere kavuştum.


Okul sonrası
Öğrenciler